Vicdanın sesinin aydınlattığı ’Karanlık Gece’
‘Karanlık Gece’, yönetmenliğini Özcan Alper’in yaptığı 2022 yapımı film. Başrollerini Berkay Ateş, Cem Yiğit Üzümoğlu, Sibel Kekilli ve Pınar Deniz’in paylaştığı film, derin bir vicdan sorgulaması etrafında şekilleniyor.
Victor Hugo: ‘Vicdan, insanın içindeki tanrıdır’
Film, bir anlık ‘erkeklik’ gururuyla işlenen cinayetin faillerinden biri olan İshak’ın, yıllar içinde içini kemiren vicdanının sesini artık susturamaması üzerine kurulu.
İshak, gezgin bir müzisyendir. 7 yıl önce dahil olduğu bir
linç olayı, kasabaya döndüğünde peşini bırakmaz. Çocukluk arkadaşları olan
diğer beş fail ve onları destekleyen kasaba halkı ile yüzleşen İshak, üzerine
çöken suçluluk duygusuyla mücadele eder.
Flashback sahneleriyle, cinayete giden sürecin izlerini
sürerken, şimdiki zamanda ise İshak’ın cinayeti ortaya çıkarmak için yaptığı
mücadeleyi izleriz. Geride bıraktığı arkadaşlıkların izlerini, kasabanın baskıcı
atmosferi içinde çözüme kavuşturma çabalarını görürüz.
Geriye dönüş sahnelerinde Ali ve İshak’ın git gide güçlenen
arkadaşlığını izleriz. Birlikte vakit geçirmekten hoşlanan, türküler söyleyen Ali
ve İshak’ın yakınlaşması köylüleri rahatsız eder. Kasabalılar, kendilerinden
olmayanları tehdit unsuru olarak görür. İşlerini daha kolay halletmek, kendi
kurdukları düzende daha rahat yaşayabilmek için İshak’ı kışkırtmaya başlarlar.
İshak’ın köyün güzel kızı Sultan ile ilişkisi vardır.
Sultan, üniversite sınavına girip, şehre gitmek ister. İki sevgilinin giderek
birbirinden uzaklaşması ve Sultan’ın Ali ile yakınlaşmasını fırsat bilen
köylüler, İshak’ı kıskançlık krizine sokacak yalanlar söyler.
Bu noktada film, Platon’un mağara alegorisini çağrıştıracak
şekilde ilerler.
Mağara alegorisinde, kendini zincirlerinden kurtaran kişi,
başka bir dünyanın varlığıyla karşılaşır. Dışarıya adım atan kişi gerçek
dünyayı öğrenir ve sorgulamaya başlar. Platon, mağara alegorisinde mağarayı
toplumla, mağaradaki mahkumları bireyle, zincirleri toplum kurallarıyla ve
duvara yansıyan gölgeleri toplumda kabul gören doğrularla bağdaştırır.
Kasabayı mağara olarak düşünebiliriz. Filmde de, tıpkı
Platon’un mağara alegorisinde olduğu gibi kasabalılar, yaşadıkları küçük
dünyada kendilerine verilen kadarını biliyorlardır. Onları yönetenler,
kendilerine hizmet eden köy halkının farklı bir dünyanın varlığını bilmesini
istemez. Filmde de, farklı dünyanın varlığını onlara gösterecek olan kişi köye
atanan genç memur Ali’dir.
Ali’yi avlamak için kullandıkları yem ise İshak olur.
Topluca işlenen cinayet sonrası herkes kendi normaline
dönerken İshak, derin bir suçluluk duygusu ile baş başa kalır.
Filmi izlerken tasavvuf düşüncesindeki “avcı” metaforunu da
düşünebiliriz. Tasavvufta, genellikle “nefs, ruh, akıl, arif, âşık” gibi anlamları
ifade etmek üzere kullanılmıştır.
Yunus Emre’nin “nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse
uyan” sözünün filmin alt metni olduğunu söylersek abartmış olmayız.
Mağara alegorisinde dışarı çıkan ilk insan gibi İshak da
zamanında Ali’yle birlikte çıktığı mağaraya bu defa tek başına döner. Yukarı
çıkmak için kullandığı ipi ise mağaradan başka bir yaşam alanı olduğuna
inanmayan arkadaşları keser. İshak, vicdanın sesini en başa dönerek susturmaya,
mağaraya belli belirsiz sızan ışıkla temizlemeye çalışır.
İleri gidebilmek için bazen geriye adım atmak gerekir. İshak
da susturamadığı vicdanı ile her şeyin başladığı yere döner. Mağaradan yukarı
doğru baktığında yeşil bir ağaç ve üzerine yağan yağmur damlalarını görür.
Yönetmenin açık uçlu finali seyirci için pek çok olasılığı düşündürür.
Fakat gördüğümüz ağaç ve yağmur, İshak’ın vicdanının
temizleneceğine ve yeniden yeşereceğine işaret eder.
Son olarak film müziklerine de değinmek istiyorum. Özcan
Alper, diğer filmlerinde olduğu gibi Karanlık Gece’de de türkülere sıkça yer
vermiş. Hacı Taşan’dan dinlediğimiz türküler, geçmiş ve şimdi arasında gidip
gelen yolculuğa öyle güzel eşlik ediyor ki hikâyenin ağırlığından ezildiğimiz
yerde nefes almamızı sağlıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder